10 Mart 2012 Cumartesi

dünyaya nur yağdı cinayet gibi


bir posta bürümüş
insan kalkmış yürümüş
o fidanlar serpimiş büyümüş
yıllar geçmiş üstünden

para yokmuş sterlin
savaş yokmuş stalin
şöhret yokmuş staridim
yıllar geçmiş üstünden

ama ben bir şeye inandım
bundan önce bende hayvandım
düşününce bir an vardım
yokken düşündüm buna vardı

gökkuşağı beyazdır

gökkuşağı beyaz aslında 
indim dünyadan baktımda
rengarenk görüyor insan
inanıyor o renkli bir yalan

gökkuşağı heran aslında
heryerde dünyada olmasamda
rengarenk görüyor insan
inanıyor o bir dalmla ile olan

bir avuç su çarpsan yüzüne
ey insan bi gel kendine
inanıyorsan yağmura
ağlayınca gökkuşağın söyle nerede?

güneş olmayı öğrenmek gerek

Kendi güneşin parladığında pek uzaklaşamazsın
Sürekli bir yıldız olarak parlamalısın
Bu zaman keşif zamanın
kimi aydınlatmalısın

bilmiyorsun söyleyeceklerini
ilk defa güneş olmuş olmalısın
rüzgarı dinle fırtınaysa sus
meltemse doğmalısın

biliyorum kimsin sen
dışarıda bıraktığım yıllar önce
doktorlar cağırdığımda sen vardın
önümde bir perde karanlık o sen olmalısın

her şartta oyun oynanacak

yanlızlıkta bir oyundu
perde açılınca aniden
ve kalbimi koymam gerekince sahneye
ilk perdede sel oldu göz yaşlarım

seyirciler tanıdık kimseler
ışık ve gözler kalbimin üstündeler
bense kulis bekcisi
bekliyorum dönsün kalbim temiz gövdeme

yorulmuş o da haklı
kalbim çok seveni mı var sandı
oyun du izleyiclerin met ettiği
ölünce bilinmez ki yerin kim aldı

şimdi ait olduğu yerde
toprağında huzur nerde
bensiz öldürülen kalbim bir leş
kimdir onu böylesine yaralayan kalleş

ağladım bende
anladım birde bir daha güvenme
yanlızlığın oyunu
ve tanrı yazdı bu oyunu