20 Kasım 2011 Pazar

Ay Taşı

Her yer karanlık içindeyken sende onun içinde bir yerlerde kaybolmuş yürürken geliverir aklına. Başladığın yeri bilmeden bir siyahlık içinde koşuyorsundur arkanda hiç birşey yok ama ardına konan gözler olsaydı dersin. Bakarsın ardına koşarken ve sanırsın ayakların yol bilir die. Takılıp yere düştüğünde simsiyah dediğin o karanlıktan bir çakıl taşını hissetmişsindir önce . Koca siyah karanlık bir anda değişiverdi sanki sen düşünce. O taşı tutup şimdi aydınlanan bir gecede olunca tek ışıktan korkarsın ne olduğunu bilmediğin için. O karanlıktaki taşın büyüsüne kapılıp aydınlığa doğru tutarsın. Şimdi iki koca yuvarlak iç içeler biri siyah biri sarı aslında ama beyaz. Siyaha giriş beyazdan beyaza giriş siyahtan geçerken  elini indirirsin yere ve onu görürsün. Yuvarlak sandığın o koca ışık. Hani ışıksada heryer karanlık. Korkarsın yeni ilahı buldun diye. Kaçarsın birken iki olur mu? Karanlığa taparken ay yoldaş olur mu. Yürüdükçe peşinde aradığını bulmuşken arkana daha iyi bakarsın. Taşın cebinde ya ayakların yol bilir sanarsın. Yürürsün , koşarsın, uçarsın takip eder ay. Binaları görünce bir soluk alırsın. Tek  duvarına yasladığın başınla aydan kaçarım sanarsın. Binayıda sen koydun oraya madem ki bu kadar yüceydi yaptığın ne durdun bekledin ki kaçasın. taşı oraya sen koymadın mı? Sen koydun ama ayı oraya sen koymadın. Önce karanlık varsaydın her yanı  güneşi koymayı unuttun da karanlık salıverdi koça ayı. Yüzünü durup ona cevirsen bir iki neşe içinde zıplasan havalara içinden seçiversen güneşten gelen ışıkları. Derin derin süzülsen bulutlar üzerinden ona doğru. Ha yerdesin ha yukarda ama o tam tepende başında seni izliyor seni takip ediyor. Yüzü de yok ki kin mi duyuyor diye düşündüğünü düşünelim. Sen sadece bir şeye inanıp ikinci inancı sorgulamıyorsun. İnandığını değil bildiğini okuyorsun. Hayal kurup karanlık yapıyorsun aydınlığı arıyorsun bulunca kaçıyorsun. O çakıl taşlarına hep tapıyorsun. Düşüyorsun tapıyorsun kaçıyorsun yakıyorsun. Şimdi seçim vakti önüne mi bakacaksın ardına mı. Karanlığı mı yakacaksın. Ay ı mı karartacaksın. Çakıl taşını al ve fırlat güneşi içine hapseden iki koca daireden birine birisi içine siyah almış ki onuda ayı tutandan almış birisi içine güneşi almış ki onuda yıldızdan almış. Vur ellerine kara ellerin düşür onları emanet duran ışıktan yeniden doğuracaksın senden var olanı!