3 Aralık 2011 Cumartesi

AKSİ-LİK

Kendinizle uğraştığınız oldu mu hiç? Neredeyim ne yapıyorum diye sorduğunuz gibi yarınlarınızı planladığınız ve tüm bunlara rağmen sürekli birşeyler kaçırdığınıza inandığınız. Üzülmeniz şu dakikadan itibaren piyasaya göre yersiz. Çünkü sizde bendensiniz. Ki bu bağlamda kendini yanlız hissetmeyen herkes mutlu olmalı. Ama mutsuzsunuz. Bu yazıyı okuduğunuz bile muamma. Neyse sonuç olarak kendimizle çok uğraşırken evrene ne gönderiyorsak artık bir aksiliktir yürüyüp gidiyor. O silsilede kendinize kendinizi sorup kendinizin ne kadar doğru olduğunu milyonlarca kez fark edip dahada pişmanlıkla karşılaşıyorsunuz. Aksilik; işlerin sapkınlıkla yürümesi ve üzerinize düşmesi. Kendimi hep aksi-lik gibi hissediyorum. Bana dökülüyor bana konuyor. Bende işliyor belki bir işleyişin  düzeni için varımdır. Keşke banada deseler ki senin görevin tamamen buna odaklı. Üzülmem. Poliyana gibiyimdir. Her sabahta öyleyim mesela. Mutsuzluğu yatıp Mutluluğa kalkıyorum. Hesabımı kapatmış gibi her sabah yeniden içiyorum yalanları. Bozuk bir çok şeye yanlış bir çok şeye rağmen yani aksiliklere rağmen ta ki eve kendimle yanlız kalana ve kendimle konuşana dek. Nerede ve ne yaptığımı sorguladığım ana kadar. Dışarıda da hep renkli hayatlar var . Lisedeki öğrenciyi anne kucağındaki bebeği sokaktaki köpeği kıskanıyorum. Özgür hisseden herkesi özgür oldukları için kıskanıyorum. Yanlız buluyorum kendimi tamamda ama yanlış değil. Keşke yanlış olsamda yanlız bulmasam kendimi bir aksilik olmuş olmalı keşke uyaranda olsaydı!