30 Eylül 2012 Pazar

Toplu taşıma mal misali...

Bu gün hatta bunları yazarken seyehat halindeyim. Önümde oturan adamın otobüsün wifi sini açtırması ve bacağıma döktüğüm su ile uzun zamandır yazmadığım bloguma girmiş bulundum. Vesile oldu... Neyse diyeceklerme gelirsek;  bu su sebep oldu ki bu toplu taşıma olayını irdeleyeyim... Gelişen dünya ve artan rahat düşkünlüğü insanları birbirinden ayırırken düştüğü enayi durumunda da kendilerini soylu gösteriyor... Su üzerinden yolumuzu bulacak olursak ki haliyle bu uzun yolda öyle olacak durumu özetlemek kolaylaşacaktır. Misal bir veya iki şişe su ile aradaki ek su isteyenler dahil ve hatta fazlasıyla suya doyacaktır. bu insanlar rahat olarak gördükleri buna benzer şeyler için bir  olmayı kabul edebiliyorlar. Fakat birbirlerine de ne anlaşılmaz iştir tahammülleri de yok. Şöyle bir var sayımla bu insanlar toplanıp  bir olarak otobüs şirketine ödedikleri paralar ile sadece su almak la kalmazlar aynı zamanda karınlarını bile doyururlardı demem zannetmeyinki para hesabıdır... Demem paylaşmak sistemleştirilmek kendini tanımak üzerine...


14 Mart 2012 Çarşamba

Yalnız işte nasıl olacak?

Sonunda yalnızım bende
Yalnızlığı bilirim
Sensiz beklerim
Nasıl olacak?

Git demiş gibi
Nedenini soruyorsun
Soğuk bir kış gününde
Gitmemiş gibi

birileri bitti diyene kadar
yanlız değilsin
Hiç uzakta hisseder misin
Bu gün hissedeceksin

Bir diğer gece idi
Ağladım hemde
sen deli
bende sevsemde

Savaşım seninle
Ama aslında sen gelmesende
Yalnızlığın nasıl olduğunu bilirim
Çok yalnız olacak

Merhaba Dünya !!! Beklenen ...

Aynı olduğumuzu düşünmeni istemem
Ben dışarıda şarkı söyleyebiliyorum
Dünyayı değiştirebiliyorum
Kendi kurallarımla

Herşeyin gerçek halini görebiliyorum
Makyajların altındaki komplike suratları
İfadelerini değiştiriyorlar
Kendi kurallarımla

Dışarıda mutlu olduğumu söyleyemedim
Ardımdaki adımları hissetmedim
Nasılsın bu gün diyemedim
Kendi Dünyama

Dünya bu gün durdu
Benim kurallarımda bir hata buldu
Fazla merhamet doluymuş
Merhaba dünya

Sınırlarımı kendim çizerim
İçlerinde durduğum çizgilerim
Bir çığlık duyduğum yerdeyim
Kendi kurallarımla

Bulduğum küçük bir ışık hüzmesi
rüyalarımda hep oraya gideyim
Aramayın aradığın yerdeyim
Kendi kurallarımla


Dünya bu gün durdu
Benim kurallarımda bir hata buldu
Fazla merhamet doluymuş
Merhaba dünya

Her an dünya lanet dedim
Uykularınıza kabus gibiyim
Sevdiğin gibi biriyim
Merhaba dünya MERHABA





10 Mart 2012 Cumartesi

dünyaya nur yağdı cinayet gibi


bir posta bürümüş
insan kalkmış yürümüş
o fidanlar serpimiş büyümüş
yıllar geçmiş üstünden

para yokmuş sterlin
savaş yokmuş stalin
şöhret yokmuş staridim
yıllar geçmiş üstünden

ama ben bir şeye inandım
bundan önce bende hayvandım
düşününce bir an vardım
yokken düşündüm buna vardı

gökkuşağı beyazdır

gökkuşağı beyaz aslında 
indim dünyadan baktımda
rengarenk görüyor insan
inanıyor o renkli bir yalan

gökkuşağı heran aslında
heryerde dünyada olmasamda
rengarenk görüyor insan
inanıyor o bir dalmla ile olan

bir avuç su çarpsan yüzüne
ey insan bi gel kendine
inanıyorsan yağmura
ağlayınca gökkuşağın söyle nerede?

güneş olmayı öğrenmek gerek

Kendi güneşin parladığında pek uzaklaşamazsın
Sürekli bir yıldız olarak parlamalısın
Bu zaman keşif zamanın
kimi aydınlatmalısın

bilmiyorsun söyleyeceklerini
ilk defa güneş olmuş olmalısın
rüzgarı dinle fırtınaysa sus
meltemse doğmalısın

biliyorum kimsin sen
dışarıda bıraktığım yıllar önce
doktorlar cağırdığımda sen vardın
önümde bir perde karanlık o sen olmalısın

her şartta oyun oynanacak

yanlızlıkta bir oyundu
perde açılınca aniden
ve kalbimi koymam gerekince sahneye
ilk perdede sel oldu göz yaşlarım

seyirciler tanıdık kimseler
ışık ve gözler kalbimin üstündeler
bense kulis bekcisi
bekliyorum dönsün kalbim temiz gövdeme

yorulmuş o da haklı
kalbim çok seveni mı var sandı
oyun du izleyiclerin met ettiği
ölünce bilinmez ki yerin kim aldı

şimdi ait olduğu yerde
toprağında huzur nerde
bensiz öldürülen kalbim bir leş
kimdir onu böylesine yaralayan kalleş

ağladım bende
anladım birde bir daha güvenme
yanlızlığın oyunu
ve tanrı yazdı bu oyunu